Demir Taht

Nesrin Baytok'un “Demir Taht” adlı romanı, Hitit İmparatorluğu gibi tarihsel bir dönemi ele alarak, okuyucuya zengin bir kültürel ve tarihsel zemin sunuyor. Bu dönemin ayrıntılı bir şekilde tasvir edilmesi, yazarın titizlikle araştırılmış tarihsel bilgileri ustaca işlemesi sayesinde mümkün. Baytok, tarihi gerçekleri kurgusal öğelerle harmanlayarak hem tarih meraklılarını hem de edebi yapıtlara ilgili okuyucuları tatmin edecek bir yapı kurmayı başarıyor.

“Demir Taht”, sadece tarihsel olayları değil, bu olayların arkasındaki insanları ve onların içsel dünyalarını da gözler önüne seriyor. Güç ve iktidar uğruna verilen mücadeleler, tarihin tozlu sayfalarından çıkarak ete kemiğe bürünüyor adeta. Hitit İmparatorluğu'nun taş duvarlarında yankılanan bu roman, okuru geçmişin gölgesinde unutulmuş bir dünyaya, aşkın, ihanetin ve zaferin izlerini süren bir yolculuğa davet ediyor.

Nesrin Baytok “Demir Taht” romanında, dilin olanaklarını sonuna kadar kullanarak, dönemin yaşamını yansıtan bir anlatım dili oluşturuyor. Eski Hitit dönemine ait terimlerin ve kültürel unsurların kullanımı, metne otantik bir hava kazandırırken, kullanılan dil, okuyucuyu yormayacak şekilde modern bir sadelikle dengeleniyor aslında. Baytok hem tarihi gerçeklere sadık kalmakta hem de bunları günümüz okuyucusuna anlaşılır kılmakta ustalığını sergiliyor.

Bu roman, sadece bir tahtın değil, aynı zamanda insan ruhunun da çetin savaşını anlatıyor okura. Tanrıların izlediği bu sahnede, kim hayatta kalacak, kim tarihin karanlıklarına gömülecek? “Demir Taht”, bu soruların cevabını arayan bir destan niteliğinde…

Kitaptan:

- Nera ve Haştira’dan ne haberler alıyorsun?

- Efendim, son günlerde verdikleri siparişlerin silah yapımı için olduğunu sanıyorum. Ayrıca geçen yıllara göre siparişi artırdılar, erzak depoluyorlar.

- Bana bu yönde haber gelmedi, aksine uyumlu oldukları rapor ediliyor.

- Henüz bunu kimse bilemez Kralım, çünkü malzeme siparişini bana verdiler. Kaşkalı olduğum için güveniyorlarmış, Nera komutanı böyle haber gönderdi. Anladığım kadarıyla gelecek yaza kadar gizlice asker hazırlayacaklar. Kaşka bölgesinden destek alıyorlar. Onları silahlandırmak için çalışma başlatmışlar.

- Ne kadar eminsin?

- Eminim kralım, bunu duyunca kulaklarımı açtım, Nera ve Haştira’ya giden tüccarlarla sohbet ettim. Hepsi işlerin açıldığından memnun, gelen siparişler iki kat artmış.

Hattuşili tüccara teşekkür etti. Dostluk ve düşmanlığın geçici olduğunu, her an ihanetle karşılaşabileceğini biliyordu. Yine de Nera ve Haştiralılarla ilgili beklemediği bu habere şaşırdı.